31 Ağustos 2016 Çarşamba

parmaklarımın ucu acıdı, kan akmadı, içki bitti. ne yapayım

23 Ağustos 2016 Salı

"Celâl ne yaptım ben sana?"
"Ateş nasıl yaktığını bilmez ki..."

19 Ağustos 2016 Cuma

Herkesten mi soyutlandım, ne oldum? Bak burada bir kavşakta bekliyorum. Öyle bir yerdeyim ki, geriye de ileriye de gidilmiyor. Saçma sapan bir yerde kaldım. Etrafa gülüyorum, espri yapıyorum, saklıyorum çürümüşlüğümü. Çürümek, yani katabolizma(yıkım) hızının anabolizma(yapım) hızından fazla olması, yani yaşlanmak. Çürümek ve yaşlanmak bu ikisini düşünüyorum bolca. Bir gitar tonundan daha ne kadar hoşlanabilirim? Yaşlanmak bu hoşlanmamı giderir mi? Üstelik ilk dinleyişimin üzerinden 10 sene geçmiş. Bambaşka bir şey bu. Hayatın geçip gitmesi, zamana hükmedememe hâli. Zamana kim hükmedebilir ki? Bak bu cümle çok güzel bir filmin ve romanın giriş cümlesidir. Ben girişlerden bıktım artık. Yeni bir giriş istemiyorum. Var olanı devam ettirmek istiyorum. Devam etsin, giriş olmasın, bitmesin, kafam rahat olsun biraz.

Ama olmuyor. Neyse, olur bir gün.

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Durdum kendimi şöyle bir süzdüm, yaşanacak ne kaldı diye. Çok var; ama hiçbirini yazmayacağım buraya. Durdum balkonda, dışarıyı seyrettim. Bir sürü kedi var, iki tane de yavru kedi. Çağırdım gelmedi, bir de ona üzüldüm. Kafamı kaldıramadım bugün yukarı. Boynum ağrıyor, kaldıramadım. Sırtıma dokunamadım bugün, uzak noktalara erişemedim. Kendimi kırdım, boynumu büktüm, oturdum kaldım. Kıçım koltuğa yapıştı, yaşadım.
Bırakın, kanım aksın akarsa.
Bırakın şuracıkta aha şu koltukta ruhumu salıvereyim yedi semaya. Yedi sema gürlesin. Ben tanrı değilim kün deyince var eyleyeyim on sekiz bin alemi. Bırakayım, kün demek başkalarına düşsün. Ben başka şeyler söyleyeyim.
Olsun, onu da çok görün.

Aynanın önünde durdum, hilkat garibesi gördüm. Olmaz böyle.

14 Ağustos 2016 Pazar

"keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım."

fesleğen güneş sever sevgili madak, niye parçalıyorsun bizi

9 Ağustos 2016 Salı

hadi geceyi dört yerinden bıçaklayalım bu gece
duvara bir slogan yazalım
şiir dizesi de olur canım
sonuçta şiirler de bazen slogan içerir
şehrin üstünden vapur geçsin
denize uçak insin
otomobiller olduğu yerde kalsın
hadi gel biz seninle geceyi dört yerinden bıçaklayalım

bir balık yakalayalım sonra geri salalım onu
yaşamak için öldürmeyelim
öldürmek için de yaşamayalım
ne saçma bir dilemma oldu bu böyle
gecenin içinde bir meksika açmazı
gecenin üçünde bir bira açmalı
hadi artık, geceyi dört yerinden bıçaklayalım

canımızı sıkan şeylerin bir listesini yapalım kağıda
sonra yakalım onu,
ateşinde ısınalım canımızı sıkan şeylerin
böyle olmalı bu, başka türlüsü saçma
insan hayata tutunmalı
insan hayatına tutundurmalı
gece örter günahımızı
hadi gel geceye dört bir yanından tutunalım

hadi gel bu gece beni dört yerimden bıçakla
birincisini sırtıma vur, dinmeyen ağrısı geçer belki
hem daha dik, daha gür dururum
hem bu kadar ışık niye bu dünyada
hem bu şehirler geceleri neden hep turuncu
ikincisini şakaklarıma vur, düşünceler geceleri uyutmuyor çünkü
bir keresinde dişçiye de şakaklarıma vur demiştim
aynı şey değildi, merak etme
hem olsa da, sana söylerkenki isteğim daha farklı, hatırla
üçüncüsünü göğsüme vur
sırtımla olan ağırlık dengelensin
kanımdaki ağır metalleri ölçeriz hem belki
olur da fazlaca arsenik çıkarsa diye
musluk suyu içmek istemiyorum
son bıçağını da yüzüme vur
silinmesin izi. kalmasın bıçak suratımda
suratımda bıçakla nasıl öperim seni
ama silinmesin izi, aynaya bakınca hatırlayayım
hatırladıkça acı çekeyim biraz daha
acımı dindirmek için bir şişe daha
"bana bi' de peynir tabağı yapsana?"
sonra bir yudum acı, bir yurdum palavra
yurdum evet, harf hatası yok
her şey tam olması gereken yerde
sadece sen değilsin
ayletme, gel beri
deliyim

6 Ağustos 2016 Cumartesi

Sırtlanalım acılarımızı, götürüp en yakın kıyıya bırakalım. Biraz dinlenelim, kendimize gelelim. Şüphelerim yok, kamyonlar geçiyor bu saatte biliyorum. Yola inip onların geçişini izledim. Saklanacak köşe yok, Kuracağımız yastıktan evin duvarlarından başka saklanacak yer yok. Saklanmak da kötü kelime. Sığınmak diyelim mi? Bu gece canımın acısı dayanılmazlığa ulaştı. Birkaç sefer daha böyle olmuştu. Olsun, acısın. 

5 Ağustos 2016 Cuma

3 Ağustos 2016 Çarşamba

1 Ağustos 2016 Pazartesi

"Körsem,
Senden gayrısına yoksam,       
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık..."
"aysız gecelerde
kumrular ağlar
içimde
söz, düşsek de
uzakların yoluna
öleceğiz
doğduğumuz toprakta"