3 Şubat 2012 Cuma

Bunalımdaki Adamın Halleri


Yatağında sıçrayarak uyandı. Gözlerinin karanlığa alışması biraz uzun sürdü. Bunalımda olunca insan ne uyumak istiyor ne de uyanmak. Böyle aptalca bir karmaşanın içinde sürüklenip, ne yapacağını şaşırıyor. Sonra birden mutlu hissediyor, tekrar üzülüyor. Bunalımda olunca insan sadece uyumak istiyor aslında; ama beceremeyince kendini kötü hissediyor. 
Kalktı, evin içinde biraz yürüdü. Saate baktı, 04:12, el yordamıyla sigara paketini aradı. Buldu, içinden çakmağıyla beraber bir sigara çıkarttı. Balkonunun kapısını açtı çıktı dışarıya. Ayaz, yüzünü yaktı. Tek eliyle sigarasının ucunu rüzgara karşı koruyup çakmağı çaktı. İlk nefesi alması ile midesi bulandı. 4. kattan aşağıya kustu. Bunalımda olunca insanın canı hiçbir şey yapmak istemiyor. İçemediği sigarasını kusmuğunun üzerine doğru bıraktı, sigara rüzgarla birlikte savrulup sokaktaki ızgaranın üzerine geldi, durdu. Gene rüzgarla biraz sürüklenip, kanalizasyona karıştı.
Kapıyı kapatıp, olduğu yerde çöktü. Ellerini başının arasına alıp ağlamaya başladı. Son bir ayda yaşadığı kayıplar, küslükler… Sevgi ölmüştü, babası onu evinde istemiyordu. Kendini evine kapamıştı. Evden dışarıya sadece market ihtiyaçları için çıkıyordu. Parayı bir arkadaşı sağlıyordu, onun dışında da yaptığı bir şey yoktu. Günün uzun zamanını yatakta yatıp, Sevgi’nin olması gereken yere bakarak geçiriyordu. Boynu ağrıyınca kafasını tavana doğru çeviriyor, tavanı seyrediyordu. Tavana bakıp, beyazlıkta hayaller kuruyordu. İçinde Sevgi’nin, babasının olduğu bir piknik düşlüyordu. Sonra geçiyordu o mutlu hayaller. Bunalımda olunca insan mutlu bir şeyler görmek istemiyordu.
Haftalarca hiçbir şey yapmadığı için evi pislik götürüyordu. Temizlemek içinden gelmiyordu. İnsan bunalımda olunca hiçbir şey yapmak istemez. Bir kaç kez balkona çıkıp, kendini sokağa bırakmak istedi. Her seferinde parmaklıklara sıkı sıkı tutunduğu için atlayamadı. 
Bir gün, gene market ihtiyacını gidermek için markete gittiğinde alkol reyonunun önünden geçerken durdu. Parası iyiydi, viski ve sigara alıp marketten dışarı çıktı. Evine gidip tüm viskiyi içti. Son parça sigarasını içince ayağa kalktı. Kalkmasıyla oturması bir oldu. Alkol vücuduna işlemişti. Dünya gereğinden fazla dönüyor, bu da midesini bulandırıyordu. Güç bela kendini banyoya attı. Tuvalete eğilip öğürerek kustu. Kusunca dünya biraz aydınlandı. Beyaz fayanslarda, Sevgi’nin yüzünü gördü. Eğildi, daha yakından baktı. Burnunu değdirdi, soğuk olduğunu anlayınca hayalden gerçeği ayırdı. Küvete doğru gitti, sıcak suyu açtı küvetin dolmasını bekledi. Orada o halde ne kadar kaldı kendi de bilmiyordu. Su taşmış, evin diğer kısımlarına doğru ilerliyordu. Sonra birden musluğu kapatmayı akıl etti. Suyun sıcaklığına baktı, bir süre sonra sıcak su bittiği için akan soğuk su yüzünden ılıktı su. Aynanın önünden küçük canavarı eline alıp suyun içine girdi. Önce sol bileğini, sonra sağ bileğini kesip kırmızı sıvının suda gelinciklenmesini izledi. Gözleri kararırken son gördüğü ise Sevgi’nin gülümseyen yüzüydü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapıştır!