"İnsanlar ve fareler düşlerini hiçbir zaman gerçekleştiremezler." ~~ J. Steinbeck
29 Temmuz 2011 Cuma
Tercihler, sınav ve delimanyaa.
27 Temmuz 2011 Çarşamba
Sabahtan beri delimanyak bir playlist dinliyorum.
Bob Marley - Sun is Shining.
Rufus Wainwright - Across the Universe(En iyi COVER!)
Joan Baez - Donna Donna.
Edith Piaf - Tu es partout.
Edith Piaf - La vie en Rose
Janis Joplin - Me and Bobby McGee.
Nat King Cole - Unforgettable
Jack Johnson - Breakdown.
Jimi Hendrix - Voodoo Child.
Bob Dylan - Like a Rolling Stone.
H.I.M. - Gone with the Sin
Gripin - Böyle Kahpedir Dünya.
Mor ve Ötesi - Yardım Et.
Mor ve Ötesi - Cambaz.
AC/DC - High Voltage
AC/DC - Back in Black
Ruhi Su - Evlerinin Önü Mersin.
Rage Against the Machine - Wake Up.
Marilyn Manson - Rock is Dead
Massive Attack - Paradise Circus.
Thom Yorke - Analyse.
Ludwig van Beethoven - 7. Senfoni.
Antonio Vivaldi - Four Seasons - Summer.
Tanju Okan - Koy koy koy.
Kardeş Türküler - Burçak Tarlası.
Titanic - Ballad of a Rock’n Roll loser.
Mor ve Ötesi - Daha Mutlu Olamam.
Neşet Ertaş - Yanıyorum.
Vega - İz Bırakanlar Unutulmaz.
Yeni Türkü - Maskeli Balo.
The Smiths - Please, Please, Please let me diye gidiyor lan çok uzun!
Aytekin Gazi Ataş - Üryan Geldim.
Pilli Bebek - Gündüz Yüzlü Kız.
Pilli Bebek - Bak.
Dead Poetic - Taste the Red Hands(Hardcore iyidir.)
Nickelback - Savin’ me.
The White Stripes - Seven Nation Army(couldn’t hold me back!)
The Beatles - Hold me Tight.
Nirvana - Lounge Act.
Amy Winehouse - Back to Black[AMY :’((]
Placebo - The Bitter End.
Yann Tiersen - A Quai.
Kings of Leon - Back Down South
Aşık Veysel - Güzelliğin On Para Etmez.
Akeboshi - Wind.
Kekremsi, fıkramsı.
Adam aynı anda 3 kadınla berabermiş. 3’ünden biriyle evlenmek istiyormuş ama hangisi olacağına karar veremiyormuş. 3’üne de 5 biner dolar vermiş.
1. kadın bu parayla kendini kuaföre atmış. Kıyafetler almış kendini güzelleştirmiş adama “Sana güzel görünmek için yaptım.” demiş.
2. kadın adama çok yararlı hediyeler almış ve “Her şeyim senin için.” demiş.
3. kadın ise parayı borsaya yatırmış. Aylık repodan bir sürü para kazanmış. Adama 5 bini geri verip kalan parayla ortak hesap açmış. “Her şey geleceğimiz içindi.” demiş.
Soru: Peki adam hangi kadınla evlendi?
Cevap: En büyük göğüslü olanla elbette!
18 Temmuz 2011 Pazartesi
Kusmuk.
Kusmanın edebiyatı olur mu? Bence olur. Bence edebi metinler zaten kusmuk gibi ortaya çıkarlar. Bir anda ve istemiz.
Eski sevgiliyi düşünülerek içilen gecenin sabahı gibi. Bir yakınını kaybettiğin haberi geldiği andaki gibi. Fazla yükleme yaptığındaki gibi.
Ve öyle bir ortaya çıkar ki kıyıda köşede ne kalmışsa atarsın. Önce çok kuvvetli gelir. Kendini A4 kağıta zor atarsın. Bir yandan masaya tutunursun. İlk dalga geçtikten sonra rahatladığını sanırsın; ama daha bitmemiştir. 2. dalgayla beraber kafanı tekrar kağıda gömersin. Öğüre öğüre yazarsın. Bir süre sonra kusulacak bir şey kalmadığını zannedersin. Gider bir şeyler yemeye çalışırsın, televizyon izlersin. Akşama doğru son dalga gelir ve o son dalga en kuvvetlidir. Boğazın yırtılırcasına çıkar kelimeler kaleminden.
Ve sonra herkes halini görür, seni kucaklar, kekik suyu içirirler. Mutlu olursun taa ki bir sonraki kusmuğa kadar.
15 Temmuz 2011 Cuma
Cesaretsiz insanı sevmem.
Yani insan cesur olmalı. Dik durabilmeli. Bir rüzgar estiğinde hemen eğilip bükülmemeli. “Öldüm, bittim ben bir daha düzelmem.” dememeli.
Lafta cesur olmamalı. Etrafına posta koyup da kendi içerisindeki küçüğe yenilmemeli. Lafında ve hareketlerinde, teoride ve pratikte(praxiste) cesur davranmalı. Eksik dememeli hiçbir şeyi.
Sevdiğini haykırabilmeli korkmadan. “Ulan seviyorum seni be! Ulan nereden inceldiyse oradan kopsun be!” diyebilmeli. Etrafındaki baskılara direnebilmeli. İçinde kopan kendini beğendirme fırtınasını dizginleyebilmeli.
Bu tür insanlardan yani bunları yapmamalı dediğimi yapan insandan nefret ederim.
Ya hu anlasana! Kısaca kendimden nefret ederim!
9 Temmuz 2011 Cumartesi
Eski sevgililerimi hatırlamaktan yeni bir sevgilim olamayacak sanırım.
7 Temmuz 2011 Perşembe
Başucu Kitaplarımız.
5 Temmuz 2011 Salı
Yazım geldi! Tutmayın küçük enişteyi!
Şu sevgi denen şeyden korkacaksın. Ona yaklaştıkça, içini açtıkça, ona yöneldikçe seni ele geçiriyor. Sonra da form değiştiriyor. Aşk olabiliyor mesela, ya da çok fazla sevgiden dolayı acıya dönüyor. Ama her halükarda aşırı sevgi felakete yol açıyor.
Sonra sen toparlayamıyorsun ki. Karşıdaki değil. Onun zaten umrunda değilsin. O seni sıradan bir arkadaş olarak görüyor; ama sen ona kardeşinden daha yakın olduğunu düşünüyorsun. Ve bir gün gelip tekmeyi yediğin zaman yerde yuvarlanıyorsun.
Aşık oluyorsun sonra. Her şey güzel derken karşı tarafın beklenmedik bir hamlesi seni gene nakavt ediyor. Oysa ki senin hayallerin vardı değil mi? Bu sefer farklıydı. Tanıdığın hiçbir kıza benzemiyordu. Farklıydı. Farklı olduğun için sevdin onu. Farklı olduğu için aşık oldun. Farklı olduğu için senden ayrıldı. Normal insanların ilişkileri de normal ve basit değil mi?
İnsanlara olan inancımı ve sevgimi kaybediyorum. Filmler beni artık ayartamaz. İnanmıyorum filmlere. Masallara inanmayı zaten 8 yıl önce bıraktım. Artık filmlerdeki aşka ve sevgiye de inanmıyorum. İnat değil mi lan! Ben de patlıcan reçelini seveceğim. Nâzım Usta demiş ya: “Sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?” Yani o beni sevmesin. Ben severim. Patlıcan Reçeli tabi ki.
Ben artık kendimi toplumdan soyutlamış gibi duruyorum. Zaten 50 kilo, 174 cm boyunda dalgalı saçlı(ya da kıvırcık) birinden ne bekleyeceksin? Yani ben olsam ben de beni sevmezdim. Beni sevenler ya da sevdiğini söyleyenler nasıl başarıyor gerçekten merak ediyorum.
Günün şarkısını vereyim ve yazımı bitireyim.
Gerekli Not: Patlıcan Reçeli sevmem; ama bir çilek reçeline hayır demem.