27 Ekim 2016 Perşembe

Grup Yorum - Kırılan Enstrümanlar - Haklıyız Kazanacağız Klibi





Akacak kan; ama söktüğünüz çiçekler için. Tüylerim diken diken, gözümün önünde yerde parçalanmış Sardunyalar. Hesap vereceksiniz söktüğünüz her çiçek için.

26 Ekim 2016 Çarşamba

"Şermin kendini anlamaya zorladı:

Böyle anlarda hep olur. Yerinde kullanılan bir sözcük, rastgele yükselen bir şarkı, nasıl kavratır yaşamayı! Ne diyor radyodaki ses: Teamo te. Ne demek olabilir Teamo Te? 'Seni seviyorum, seni, seni, seni,' gibi bir şey. Hiç usanmadan, hep yineleyerek.

Dili bilmesek bile anlıyoruz, çünkü Akdeniz'in ortak dili bu. 'Dizboyu Papatyalar' anlamına da gelebilir, 'Daha yığınla çocuk var doğurulacak, yığınla çocuk bezi, don, erkek çorabı var yıkanacak' anlamına da. 'Seni seviyorum, hadi hoşça kal, bir gün o kıyı kahvesinde yanına çöküp dostça iki kadeh içebilme isteğim baskın geliyor,' anlamına da..."

22 Ekim 2016 Cumartesi

Durum raporu

Anlatamıyorum kendimi kimseye. Anlatmaya başlayınca dikkatleri dağılıyor fark ediyorum bunu. Bunu fark ettiğimden ötürü hevesim kaçıyor. Hevesim kaçınca canım sıkılıyor hâliyle. Balkona çıkmak istiyorum. Balkona çıkınca esiyor, serin, güzel-sanırım tek güzel şey- ve  bir sigara istiyor canım. Sigara içince boğazım kuruyor. Boğazım kuruyunca bir bira açıyorum. Bira açınca da anlatmak. Ve bunlar bir kısır döngüye dönüşecek diye korkuyorum. A4 yaprağın üstüne eğilip bir şeyler yazmak istiyorum. Kedi yaralandı, kediyi sevmek istiyorum. Tüm gece başında bekledim, çok kan kaybetti. Kanamasını ellerimle durdurdum. Zor bir geceydi, o gece sesine sığınmak istediğimi arayamadım. Çok koyuyor, artık acıtmıyor. Alıştı acıya. Acısa da biraz sonra hissizleşmeye başlıyor zaten. Kanım, akmayı keseli çok oldu. Yaraları koparmama rağmen(biliyorum, hiç sevmiyorsun bunu) kanamıyor. Yalnızlaştım, kendimi kapadım. Kuyuya geri dönüyorum. Çıkmaya değer bir şeyler olursa çıkacağım. Boş yere kuyudan çıkmak istemiyorum. Kaçıyorum kendimden, kendimi görmek istemiyorum.

Geçen gece 5 km yolu bir buçuk saatte yürüdüm. Üstelik sarhoştum. Canıma değsin.

7 Ekim 2016 Cuma

biraz mutlu oldum, Okan geldi, sabaha kadar konuştuk. bu kadarı bile yeterli

5 Ekim 2016 Çarşamba

"Yürüyorum
azarlanıyorum fışkıran başaklarla
iki bomba gibi taşıyorum koltuğumun altındaki bir çift somunu
hurdahaş bir sancıyla geçiyorum badem çiçekleri altından
gözlerim nemli değil
gözlerim namlu."