23 Kasım 2014 Pazar

Pablo'nun unutulmaya yüz tutmuş hikâyesi

Gitmişlerdi. İkisi de gitmişti. Hayatından çıkarmıştı ikisini de. O kadar saçmaydı ki ikisinin de gidişi... Ruhi ile kavga etmişlerdi. Alfredo ile görüşürüz diye ayrılmışlardı. O kadar saçmaydı ki... Söylemek istediği cümleleri evin arka bahçesine gömmüştü. Üzdüğü tüm kadınlardan teker teker özür dilemeye girişiyordu. Bu kadar basit olmamalıydı her şey. Çok fazla basitti. Bu işte bir bit yeniği vardı. Belki de yoktu. Evren yasaları oluşturmuştu bunu. Taa başında birbirine zıt bu insanların(Alfredo ve Ruhi daha yakındı birbirine) anlaşması bile mucizeydi. Geçerken uğra bir iki saat demişti Rox. Onun yanına gidecekti. Hazırlanma, otobüs, bilet, yolculuk, diğer otobüs, yolculuk ve otobüsten iniş. Bütün güzelliğiyle karşılamıştı Rox onu. Çok görüşmedikleri için mükemmel giden arkadaşlıkları vardı.

"İyi görünüyorsun."
"Kötü mü olmamı bekliyordun?"
"Bence hayatındaki en doğru kararı onlarla görüşmeyi keserek aldın Pablo inan bana."
"Daha doğru bir karar aldım, anlatırım."

Hava soğuktu. Olması gerektiğinden fazla. Fakat bir Nisan akşamında bu kadar soğuk neyin nesiydi? Olmaması gerekirdi. Pablo farklılaşmıştı. Farklılaşmak için adım atmıştı. Karanlıktı, çok karanlık... Onu göremiyorlar, bu yüzden de anlayamıyorlardı. O ise anlayışsızlıklarının sebebini bambaşka sebeplere bağlıyordu. Düpedüz salaklıktı. Fakat birisi onu görebilmişti karanlıkta. Zar zor da olsa. Seslenmişti, kendisine ilk defa sesleniliyordu. Korktu, korkusunu gizlemek istedi. Beceremiyordu. Dobra birisiydi, bu yüzden gizliliğini koruyamıyordu. Korkularını da alıp heybesini sesin kaynağına doğru gitti. Hayatında verdiği en doğru karar sese doğru gitmekti. Mutluydu.

Birkaç saat sohbet ve biradan başka bir şey olmadı. Olması da gerekmiyordu zaten. Her alkollü buluşmanın sonu sevişmeyle bitecek diye bir kaide yoktu. Ama bundan bir yıl öncesine kadar bu cümleyi sarf etseniz gülerdi Pablo. Çünkü alkolü bir araç olarak görüyordu. Şimdi ise rahatlatıcı. Bu kadar soğuğa nasıl dayansındı, olamazdı.

Yolda yürürken Lucy'ye rastladı, kolunda sevgilisiyle. Görünmemek için hemen saklandı, önünden gülüşerek geçtiler. Gördüğü bir yüzü unutamamak garip bir şeydi. Anında olanlar canlandı gözünün önünde. Evine doğru yürümeye karar verdi. Saat otobüse binilmeyecek kadar geçti...

Bu bir günah çıkarma yazısı değil. Özlem hiç değil. Bir bahar vakti yaşanan dost ayrılığına müteakip yazılmış muhayyerkürdi şarkıya önsöz olarak geçsin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapıştır!