18 Kasım 2015 Çarşamba

Dürüm Raporu

Yoluna çıkan kaç kirpiye selam verdin? Kaç kirpi seni görünce korkudan kapandı? Bunları umursuyor musun? Hayatın olağan akışına idari müdahaleler yapmalıyız. Ani gelişen şeyleri severim; ama taammüden yapılan işleri de severim. Bu beni ne tür bir insan yapar? Bunları sorun edinmeli miyim kendime? Neden sorular sormaktan çekiniyorsunuz? Çekinmeyin, çekinmeyelim.

Uzunca zamandır yazmadım buraya. Özel yazıyorum, hazırlıyorum. Birikti söylemek istediklerim. Sahibi var, sahibi bekliyor, sahibi okuyacak. Sözlerimin sahibi var. Sabahlarımın sahibi var. Gülümseyişimin sahibi var. "Benim yârim memlekatın yarısı."

Son 4 yıldır televizyon izlemeyi bıraktım, otobüs camından dışarıyı izliyorum. Haberler kötü, kırlangıçlar azaldı. Yol kenarında sahipsiz sardunyalar var ve belediye çiçekleri yaşatmak yerine ölünce yenisini dikiyor. Belediye başkanı şantiye yanlısı. Sokak kedileri artık benden kaçmıyor. Köpekler zaten severdi, onlarda bir değişiklik yok. Arada kasise girince kafam otobüsün camına çarpıyor, o kötü oluyor. Onun dışında bir saatlik yol iyi gidiyor genelde. Sabah güneş doğmadan biniyorum otobüse, güneş yüzüme vurana kadar uyuyorum. Sonra uyanıp etrafımdaki sırıtışı solmuş insancıkları izliyorum. Neyse ki izleyişim kısa sürüyor, Akdeniz karşımda uçsuz bucaksız uzanıyor, sakince. Kemer yolunu görebiliyorum hava nemli değilse. Tüm bunlar 5 saniyede olup bitiyor. Hayatın olağan akışına iradi olmayan müdahalelerden. Ama taammüden.

Dönüş yolu sıkıcı oluyor genelde. Çünkü ne güneş vuruyor yüzüme ne de denizi görebiliyorum tekrar. Beton görüyorum bol bol. Birkaç duvar yazısı, afiş, sticker... Neyse konumuz bunlar değil. Dönüş yolu çok sıkıcı. Ana konu bu. Herhangi bir altmetin yok, satır arası yok. Bu kadar.

Gittiği yoldan dönmeyen otobüs samimi değildir!

Nasıl başladı nasıl bitti, bak görüyor musun?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapıştır!