8 Haziran 2011 Çarşamba

Tam kendimi toparladım derken.

Birisi geliyor bir tekme atıyor, gene yuvarlanıyorum çamurun içine.

Tekrar kalkıyorum ayağa, gardımı alamadan bir tekme daha.

Kısır döngü devam ediyor sürekli.

“Dediğin gibi abi. Gerçekten çok yalnızız.”

Vay canına be. Vay canına.

Ama neden? Neden biri gelip tutmaz elimi? Ya da gelip de kurtarmaz beni o tekme atanlardan?

Tam unuttum derken nereden de gelirsin aklıma.

“Su aysız gece kum taneleri titrer barbunu ve dağ zakkumunu can verip doğacaktır gelecek piçi.”

Ben hep aynıydım. Hiç değişmedim. Yalan söylemedim.

Sorun nerede o zaman? Ah bir bilsem.

Ama sen farklıydın sen gülümsedin. İyi bir günden beklenecek hiç bir şey yoktu.

“O anda bir örs düşse gökyüzünden anca 9 gün 9 gece sonra varabilirdi yer yüzüne.”

Bekledim. Günlerce hiç bir şey demeden bekledim. Demedim. Bekledim. Gitme diyemedim. Gel geri diyemedim. Farklılıklar bizi bir araya getiren diyemedim. Benimle kal diyemedim. Beni bırakma dediğinde ben kendimi öyle bir kaptırmışım ki hiç bırakmam sanmışım.

“O anda tunçtan bir örs düşse yeryüzünden anca 9 gün 9 gece sonra varabilirdi gözlerine. Uzun, ışıksız, soğuk bir andı.”

Bütün dünya beni çevreliyor; ama benim hislerim yer altında sığınıyor. Silahlanıyor. Bir gün gelecek yer yüzüne çıkıp beni mahvedecekler. Bunu da biliyorum. İşte o an ben dizlerimin üstüne çöküp af dileyeceğim hislerimden “Affedin beni. Sakladım sizi yıllarca.” Onlar sadece bana bakacaklar. Ben “Merhamet edin.” diyeceğim. İçlerinden biri öne çıkıp “Merhamet mi? Hayır bu gece olmaz.” diyecek. Acı ve ızdırap tüm bedenimi sardığında, hislerim teker teker gelip bana tekmeyi savuracak. En sonuncusu gelip tekmesini attıktan sonra “Hak ediyorsun tüm bunları!” diyecek.

O an sadece orada geçmekte olan insanlar bana bakacaklar; ama bir şey yapmayacaklar. “Yazık adama.” diyecekler.

“İvme ve sürtünme kat sayısı bizi ilgilendirmez.”

Sonra ben gene uyanacağım.

“Yol bitmez.”

Ama insan bir yerde tükenir, biter.

“Yeryüzünde sana en uzak nokta aslında sırtındır.”

Farklılıklar insanı birbirine daha çok yakınlaştırır.

Sonra ben gene uyanacağım.

“Bana kalırsa yanlış zamanda yanlış yerlerde olmaktan da oluşur hayat.”

Kaderci olmak da vardı değil mi bu hayatta?

Her şeyi kadere bağlamak.

Sonra ben gene uyanacağım.

Bakacağım daha sabah olmamış. Uyumaya devam edeceğim.

Ve bir gün gelecek yatağımın etrafında tüm hislerim, bu sefer benim yanıma eski bir dost gibi gelmişler. Teker teker elimi sıkıyorlar. “Özür dilerim hepinizden.” diyeceğim. Bana gülümseyecekler, gözlerinden yaşlar akarken.

Sonra ben bir daha uyanmayacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapıştır!