6 Haziran 2012 Çarşamba

Manik Atak


Hak etmeyeceğin derecede sevgi beslediğimi fark ettim sana karşı. Ve sen bana hiç olmyacak şekilde davrandın. Bana da diyebilirdin “Konuşacak birine ihtiyacım var.” diye. Ama demedin. Sigaraya nasıl başladım bilmek ister misin? 2011 yılı Haziran başlarında bir akşam vakti deniz kenarındaki bir bankta benden yaşça büyük bir arkadaşımla oturuyorduk. Biramız vardı(O zamanlar Kırmızı Tuborg içerdim), onun Marlboro Light sigarası vardı. Çok konuştuk, çok içtik. Sonra, daha önce hiç aşk hayatından bahsetmemiş olan arkadaşım bir anda anlatmaya başladı. Sonra üzerine bir şiir okudu. Şiir biterken, paketine gitti elim bir dal sigara çıkardım içinden. Ateşledim. O günden sonra karar verdim sigara içmeye. 
Sevgilimden ayrılalı bir ay oluyordu, aptaldım, sınava girecektim ve hâlâ aşıktım. O beni hayatından çıkarmaya çalıştıkça ben onu daha çok istedim. Sonra bir gece aramak için elim telefona gitti, yapamadım. Çünkü bir yandan da sigara içiyordum. Sigara içerken eski sevgilimle mi konuşacaktım? Saçmalıktı. Zaten arasam da açmazdı, kendime böyle eziyet etmemeliydim. Son yudumu içip kalkmalıydım. 
Sonra sen geldin hayatıma nereden geldiğini, nasıl ve niye geldiğini anlayamadan birden bittin sanki topraktan. Ben gene aptalı oynadım, sana iyi davrandım, güzel davrandım. Karşılığında da güzel davranışlar aldım. Ama sonra bir şey oldu, tıpkı senin eski sevgiline bakarken hissettiğin gibi bir şey. İkimiz de reddedilmiştik, ikimiz de kaybetmiştik. Dünyada bizden güzel çift olamazdı. Ben bunu düşlemiştim, ama heyhat çocukça hayaller kurmamam gerektiğini şimdi fark ediyorum.
Şimdi bir sene sonra bu Haziran akşamında değişen pek bir şey yok. Yaşadığım yer değişti, ama iklim aynı. Annemin yanında değilim; ama teyzemin yanındayım. Ve ben, kendime nasıl bir ceza versemi düşünüyorum. Ve ben şu esintili, ılık Haziran akşamında çocukça hayallerimin bittiğini biliyorum. 
Hatırlat da Haziran’ın sonlarına doğru çocukluğumu yakalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapıştır!