4 Haziran 2012 Pazartesi

Tuhaf rastlantılar ve tuhaf temaslar üzerine master tezi


Ben bir felaketim. Veba, verem, kanser adıma ne dersen de. Benim seni sevmem, yayılmacı bir sevgi. Kanser gibi aynı. Evet kafam güzel, evet sarhoşken blog yazıyorum. Evet yazarken hep aynı şarkıyı dinliyorum. Evet biram bitince gidip kahve içeceğim. Evet Grizu grubunun tek bildiğim şarkısı Bira ve Kahve. Hayır kahveyi çaydan daha çok sevmiyorum. Ben sende havuz problemiyim. Pikrik asidim. Klorofilim. Bana istediğin yap. Döv, öldür, kes. Kafandan ne geçiyorsa onu yap. Konu ben değilim, sensin. Sen ne yapmak istiyorsun? Ne içmek istersin? İstersen iki tane daha açılmamış biram var. Bir paket daha sigaram var açılmamış. Sen ne istiyorsun? Mutsuz mu oluruz? Olalım, ne var? Biz de mutsuz olalım. Ne olacak yani.
Ayrıca ben seninle mutlu olmayı değil, seni istiyorum. Hayat böyle işte, bir gün bir bakarsın tuhaf bir temas, tuhaf bir rastlantı sende iz bırakmış. Anlayamazsın ne olduğunu. Legal ve illegal yerine yasal ve yasal olmayan kullanmak daha mı mantıklıdır? İllegal kelimesini kullanırken etkilenirsen benden ne yapmalıyım? Bana beni anlatabilir misin? Bana bir makale yaz. İçinde benim olduğum. Brahms'ı ne kadar sevdiğimi, Nietzsche'den ve Heidegger'den nefret ettiğimi anlatan. En sevdiğim senfoninin Bach'ın Çello Süiti olduğunu anlatan. En sevdiğim yazar gibi yazdığımı anlatan bir makale yaz bana. Ben dinlerim, dinlemeyi severim. Bazen insanlar onları dinlemediğimi düşünür. Çünkü insanların yüzüne bakmam dinlerken. Ama sonra ne anlattıysa harfi harfine anlatırım tekrar, şaşırırlar.
Olan biten şeylerin anlamını anlayamamış bir insanın, böylesine bir yazıyı anlamasını bekleyemem. Dante'nin İlahi Komedya'sını okudun mu? Oku. Güzeldir. Oğlum olursa ilerde, artık adını ne koyacağımı biliyorum. Eğer bir kedim olursa, onun da adını biliyorum. Sen de biliyorsun. Sana söyledim zaten.
Ama güzelim, dünyada yalan dolan değişmiyor. Tuhaf rastlantılar, tuhaf temaslar seni bilmediğin yerlere götürüyor. Ankara'da Sakarya Caddesi'ne, İzmir'de Bornova'ya, İstanbul'da İstiklâl'e. Ama sen bilmiyorsun. Buraları yeni keşfediyorsun. Ne güzelmiş diye tepki veriyorsun. Oysa bir bira içince bile dünya sana güzel geliyor.
Sen bilmiyorsun; ama ben seni çok seviyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapıştır!