30 Ağustos 2011 Salı

Nothing Really Matter.

Herkese iyi davranmak istiyorum. İstediğin bir şeyi yapmadığımda, yapamadığımda, sizden daha çok üzülüyorum. Gerçekten; ama benim de bir düşünce hayatım var. Her şey birbirine o kadar çok karışıyor ki bazen. Kendimi çok çaresiz bir o kadar da beceriksiz hissediyorum o anlarda. Biçare kalıyor, oturup ağlamak istiyor, onu bile beceremiyorum.
Kendimi diğer insanlara o kadar adadım ki kendi yaşamımı göremez oldum. Tek bir kendi yaşantıma dönme çabamda elime yüzüme bulaştırdım. Bir daha dönmemek üzere. Sonra tekrar denedim sonuç gene aynı oldu. Bazen bırakayım yazmayı diyorum. Belki de beni bu hale getiren yazmak oldu. Ben kimim ki yazayım? Sonra gene kendi kendime cevap veriyorum. Ben, Can’ım! 120 kişilik döneminin tamamına tek başına kafa tutan çocuk! Ölüm tehtitleri alan, köşesine sinmeyen, kendisine yapılan tüm rezil etme çabalarına karşı dik duranım ben. Peki neden en ufak bir rüzgarda böyle eğilip bükülüyorum? Neden? Çünkü aslında çok güçlü görünsem de ben zayıfım. Odunluktan bahsetsem de duygusalım. Birisi bana kızdığı zaman hala ağlarım. O kadar da güçlü birisi değilim.
Yaptığım tüm hataların üzerine gittim. Tüm hatalarımı tekrar tekrar yaptım. Hayatta şu ana kadar yaptıklarımdan asla pişman olmadım. Neysem oydum. Çizgimin dışına taştım; ama sebebi deliliğimden. Deliliğim benim zamanın dışında coşmama, çiçeklerle beraber açmama yardımcı oldu.
Bir yazının en zor kısmı başlık ve bitirme kısmı. Yazdığım yazıları her zaman bölümlerini senfonik bölümler olarak adlandırırım. Giriş-ballad-üvertür-konçerto-kapanış. Bu seferki Giriş-Üvertür-Koncerto-kapanış şeklinde olacak. Ve şu an kapanışı okuyorsunuz.
İyi geceler.
Not: Yazılırken sadece Bohemian Rhapsody dinlenmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapıştır!