28 Kasım 2011 Pazartesi

Emir A.Ş. üzerine

Kıymetli hazirun şimdi size bir hikaye anlatacağım.
Hikayemiz tüm hikayelerde olduğu gibi(yalana bak piii) sıcak bir Ağustos ikindisi başlıyor. Bir aydır tanıdığı arkadaşının evine geldiğinde bilgisayarda açık bir site görüyor "Fantastik Edebiyat" "Ula bu ne," diyor kendi kendine. Arkadaşı gelince soruyor. O da açıklıyor. Daha önce oynadığı RPG oyunlarına çok benziyor. Tek farkı, yazıları sen yazıyor ve konuyu ana konu dışına çıkmadan istediğin gibi yönlendirebiliyorsun. Bu fikir çok hoşuna gidiyor. Arkadaşı diyor ki "Ben Radagast'ım. Şu an bir Ağaçsakal'ımız olsa fena olmaz. Sen olur musun." Bizimki kem küm ediyor falan sonra kabul ediyor. Hemen alıyorlar üyeliğini. İlk başta tabi pek iplemiyorlar bunu. Ama karakterimiz azimli.
Radagast ile birleşip "Radagast'ın Yeri"ni açıyorlar. Komikli şakalar derken ilk özel mesajını alıyor. Mesaj aynen şu(Aynen değil. Sıktım ama buna yakındı.) "Abi msn adresini ver de seni bizim grup msn'ine alalım." mesaj Cirdan'dan geliyor. Bissürü arkadaş kazanıyor bu sayede tabi. Esthel(<3) olsun, Cîrdan olsun, (Baran sen de varsın burada ama senin nickname'in biraz çetrefilliydi unuttum) vs. vs. vs. Asıl önemli olay ise Falathat(!)(Bir süre adı Falathat olarak bilindi) ve Eldacar ile yakınlık kurması ile başlıyor.
Basit anlamda hikayenin yön değiştirdiği nokta bu diyebiliriz.
Şimdi bir mola verelim. Yazmayı unuttuğum bir olay var. Sanırım ilk başlarda o kadar gıcıktım ki Ahmet ile Baran beni kamu cezasına yani tuvalet olma cezasına çaptırmışlardı. Unutmadım oolum!
Neyse işte. İşin içine girdikçe sorunların da içine giriyorsunuz. Radagast'ın bir aylığına Adana'ya gitmesi kirişi kırmamıza sebep oluyor. Oysa ki işin içine entleri de dahil ettiğimiz çok feci bir plan ile Witch-King'in ordusunu derbeder edecektik. Sorunlar çıktı o sırada. Büyük meseleler. Ayrılma kararı alanlar oldu.
İlk başlarda tarafsızdım ne yalan söyleyeyim. Daha sonra Emir ile konuştum, Kadir'le konuştum. Onların haklı olduğuna karar verdim. İlk baştaki amacım Dagor Dagorath'ın tamamlanmasıydı. Tamamlanıp ondan sonra ayrılmasıydı. Ne bileyim yeni girdiğim bir grubun dağılmasına gönlüm el vermiyordu. Daha sonra baktım olacak gibi değil, Emir'in karakteri kapatılmış, dedim ki "Uzun eşek oynamalıyız." deseydim büyük ihtimalle beni odunla kovalarlardı. "Yanınızdayım," dedim. Kavimler Savaşı için starta basıldı.
Aslına bakarsanız o kısımları tam hatırlamıyorum. Ayrıldık falan filan kısımları çok sıkıntılı zamanlardı. Kavimler Savaşı'nı oluşturduk. Kahramanımız bu sefer Lucius Tiberius isimli, ırkı "insan" olan tiplemesi ile sizinleydi; ama bekleneni veremedi. Neden? Çünkü odundan insana geçişte sıkıntılar yaşadı. Kavimler devam ederken bu sefer Karanlığın Kuşatması'nı başlatıyoruz. Kahramanımız asıl işi olan odunluğa dönünce biraz rahatladığını sanıyor; ama dış güçlerin etkisi ile Gondor Kralı olmak için başvuru yapıyor. Ondan da bekleneni veremeyince sinir krizleri geçiriyor. Daha iyi olmak istiyor, çabalıyor, çabaladıkça batıyordu. Bunlar devam ederken bir yandan da ülkemizin güzide bir kurumunun 40 yıldır öğrencilerin belini büktüğü sınav için çabalıyor. Bu sırada yaşadığı duygusal çöküntü ve çevre baskısından bunalıyor. Tam o esnada işte Gandalf gibi yetişip asasını kahramanımızın kafasına geçiriveriyor Emir. Sonra tam kendini toparladı derken sınav vakti geliyor.
Sınav beklediği gibi pek de iyi geçmiyor. Kendini suçluyor karakter sürekli. Hem sınavı hem de bazı "özel" şeyleri unutamıyor. Sürekli gözünün önüne geliyor falan. Zaten bu arada bazı ayrılıklar oluyor A.Ş'den.
Yazın sonlarına doğru Emir -haklı olarak- tekrar ağzına sıçmaya geliyor. Kendini toparlıyor biraz; ama bu sefer de A.Ş. çatırdamaya başlıyor. -Yanlış hatırlamıyorsam- Emir, A.Ş'yi feshediyor. Binbir bela geri toparlıyoruz; ama bu sefer de ben gereken önemi veremiyorum. Aralar açılıyor, insanlar bana haklı olarak ters davranıyor. Derken üniversite başlıyor. Gene kendisini veremiyor. Kurban bayramından önce kararlaştırılan toplantıya tam randımanlı katılma kararı alıyor. Öncelikle kendi ruhunu huzura kavuşturması, daha sonra da insanların güvenini boşa çıkarmamak adına konuşuyor. O günden sonra bir nebze eski haline dönüyor kahramanımız. Daha sıkı çalışmaya söz veriyor.
Unuttuğum ve atladığım yerler olabilir. Lütfen beni bundan ötürü yargılamayın.
Kişisel olan politiktir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapıştır!