25 Ağustos 2012 Cumartesi


Acının dağlandığı anlar vardır. Bazen böyle olur, her şey üst üste gelir. Ne olduğunu anlayamadan kendini bira şişesiyle birlikte bulursun. Koltuk vardır, telefon vardır, bira şişesi vardır. Televizyon açıktır ama izleyen yoktur. Bazen böyledir insan bir şey yapmak istemez. O an sadece telefon etmeyi düşünürsün.
Aradım, açmadı. Daha ne kadar kötü olabilir diye düşündüm. İlk defa terk edilmemiştim, ilk defa reddedilmemiştim. Herkesin beklediği biri var. Ben o beklenen kişi değildim demek ki. Sokakta görse selam verir miydi acaba diye düşündüm durdum. Sürekli geçtiği yerlerden geçme isteği uyandı içimde. İlk defa koltuktan kalkamayacak kadar sarhoş olmuyordum. Beni sevmeyen istemeyen biri için kendimi ilk defa harap ediyordum. Bazen böyledir. İnsan kendini üzmek ister. Bazen sadece üzülmüş olmak için üzülür. Bazen üzülmeye sebep yokken bile üzülür.
Tekrar aradım, tekrar açmadı. Açsa da değişecek bir şey olacağını sanmıyordum. Bir kaç küfür edecekti o kadar. Elde var sıfır. Benzeşen şeyler sıfıra eşdeğer. Bunu biliyorum. Çünkü küçük İskender biliyor. Ben küçük İskender okumayı seviyorum. İnsanda tatlı bir intikam hissi uyandırıyor. Sanki söylemek isteyip de söyleyemediklerimi söylemiş gibi. Bazen böyledir. Bir şair söylemek isteyip de söyleyemediğin şeyleri ağdalı bir dille söyler. 
Artık aramaktan vazgeçtim. Hani filmlerde olur ya, böyle anda kapı çalar müzik de girer bir yandan. Kapıyı açarsın karşında o. Müzik hüzünlüdür, kavuşma sevinçli. Kapı çalmadı, müzik de çalmadı. Sadece yoldan geçen arabanın kornası çaldı. Aşkı için kendini öldüren insanları anlıyordum. Bazen böyledir, hayatın boyunca saçma gelen bir eylem bir anda gözünde güzel bir şeye bürünür. Olmadı, yapamadım. Unutamadım vazgeçemedim. O vazgeçti. Zaten hayatıma kim geldiyse hepsi vazgeçti. Benim vazgeçtiğim tek şey sigara oldu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapıştır!