9 Temmuz 2012 Pazartesi

Aşk Kuruntusu.


Karla karışık yağan hüznü özledim, kış gecelerinin. Annemle babamın sürekli kavga etmesinden bıktım. Şu lanet şehirden bıktım. Siktir olup gitmek istiyorum. Fakat ikimiz birden sevinebiliriz, elini uzat. Beraber bir otobüs yolculuğu yapabiliriz ve hatta sırf sen üzülme diye cam kenarını sana veririm. Beraber feribot yolculuğu yapabiliriz. Sakin denizi yara yara giden bir feribot üzerinde, birbirimize bakar gülümseriz. Biliyor musun, bir gün bir yağmur sonrası siyah beyaz bir fotoğraf bulacaksın yerde. Eline aldığında içini bir hüzün kaplayacak. Yüreğinde bir kıpırtı, gözlerinde iki damla yaş belirecek. Fakat sen, seni üzen şeyin fotoğraf olduğunu sanacaksın. Yanılıyorsun, sen göğe bakıyorsun fotoğrafa değil. 
Beraber bir otobüs durağında yaşayabiliriz belki, istersen. Her gün işe gider gibi gelen bir otobüse bineriz, akşam olunca aynı durakta ineriz. Yanımda sen olduğun sürece gittiğim yerin bir önemi olmayacak. “Güzel bir gün,” diyeceğim sen yanımdayken “hadi sahile gidelim.” Aklımı uçuran gülümseyişinle kafanı sallayacaksın evet anlamında. Bir elimizde havlular diğer elimizde sigara deniz kenarına oturacağız.
Yüreğimde Gestapo’ya yakalanmış Yahudi sancısı. Engizisyon müfettişleri peşimde. Kraliyet donanması Marmara Denizi’ni kapatmış, geçmeme izin vermiyor. 
Benzeşen şeyler sıfıra eşdeğerdir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapıştır!