29 Temmuz 2012 Pazar

Hususi ve Genel Vasıtalarda Aşk.


İlk defa tek başıma yolculuk yaptığımda birine âşık olmuştum. Aleni tahrik unsuru. Bazen böyledir, yolculuk insana hiç hesapta olmayan şeyler katar. Yolculuğa devam ettikçe, daha çok âşık oldum. Ben âşık oldukça, o uzaklaştı. Ben sevdikçe, o düşmanlaştı. Aleni cinayet sebebi. Sonra bir gün bana “Sen sevmeyi bilmiyorsun.” dedi. Karşısında susup kalınca, sevmeyi bilmiyor olmuştum. Bazen böyledir insan. Ne kadar çok sevse de söyleyemez. Aleni tahrik unsuru. Sonra ben daha ne olduğumu anlayamadan çekti gitti. Kendimi bir bankta otururken buldum. O gün, bir daha âşık olmayacağıma dair yeminler ettim. Hususi vasıtalarda yaşanan aşklar hariç tabii. Elimdeki bira şişesini karşımda duran denize fırlattım. Evime gittim. Çekmeceden bir A4 kağıt çıkartıp yazmaya başladım. Yazdıkça yazdım. Geçmedi, tekrar âşık oldum.
Yıllar sonra, bir tren garında karşılaştım onunla. Yanıma oturdu. Hava soğuktu, yanakları ayazdan pembeleşmişti. Beni tekrar etkilemek için hiçbir şey demesine gerek yoktu. Aleni tahrik unsuru. 
“Beni, senin gibi seven olmadı.”
“Olsun boş ver, beni hiç seven olmadı.”
Yüzüne baktım, gülümsedi. Ve ben bildiğim her şeyi unuttum. Onu gülerken görmeyeli çok olmuştu. Ben de gülümsedim. Keşke gülümsemeseydim. Gülümseyince tekrar âşık oldum. Birinci derece cinayet sebebi. O an kalkıp gitmem gerekti belki; ama gidemedim. O da gitmiyordu. Zaman durdu, konuştu.
“O zamanlar, birisinden intikam almam gerekiyordu. Sen de bunun üstüne geldin.”
Hiçbir şey diyemedim. Kış ayında dut bulsam ancak bu kadar sessiz olurdum. Ağlamaya başladı. Acıyor muydu bana? Acıyordu. Aleni tahrik unsuru. Konuşmak istemiyordum. Tek istediğim o gardan, ondan uzaklaşmaktı. Kalktım, kasketimi düzelttim. Düdüğü çalan trene doğru ilerledim. Bazen böyle olur, insan yolculuklarda âşık olur. Hususi vasıtalar dahil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapıştır!