4 Temmuz 2012 Çarşamba

Mikrokosmos


Uyanır uyanmaz ocağa çaydanlığı koyuyorum, altını yakıyorum su kaynasın diye. Sonra odama gidip bir sigara yakıyorum. Ortalık o kadar sessiz ki, sigara dumanının sesi yankılanıyor odada. Canım sıkılınca, mutfağa dönüyorum. Demliğin içine iki kaşık çay atıp, üzerine kaynar su koyuyorum. Ocağın altını kısıp, balkona çıkıyorum. Etrafı seyrederken, gazete almak aklıma geliyor. Senin daha uyanacağın yok, benim de daha karnım acıkmadı. Hem ekmek de yok evde, sigaram da bitmek üzere. Markete gidip sigara, ekmek ve gazete alıyorum. Gazetenin isim kısmı dışarıda kalacak şekilde, kolumun altına sıkıştırıp, sallana sallana eve doğru gidiyorum.
Eve girince hemen ince belli bardağa çay dolduruyorum. Bir yandan şeker ve kaşık arıyorum, bir yandan da balkona çıkıp çay, sigara ve gazete keyfi yapmak için sabırsızlanıyorum. Aç karnına bu kadar sigara midemi bulandırıyor biraz. Bir parça ekmek koparıp yutuyorum. Balkona çıkıp teoriyi pratiğe döküyorum. Ben zaten seni ne zaman düşünsem bir sigara yakıyorum. Tütün fabrikasından tebrik belgesi kapında olmalı şu aralar. Geç uyanırsın sen zaten.
Bütün bunların bir hayal olduğunu düşündüğün anda, gerçekliğini kaybediyorsun. Hem Edgar Allan Poe ne demiş kitabının sonunda: “Bu kitabı, düşlerin tek gerçeklik olduğuna inananlara adıyorum!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yapıştır!